18-24 Mart: Yaşlılar Haftası

18-24 Mart: Yaşlılar Haftası

Yaşlanma bir hastalık değil, anne karnında başlayıp ölüme kadar devam eden doğal bir süreçtir. Günümüzde beklenen yaşam süresi ve buna ikincil olarak da toplumda yaşlı bireylerin oranı artmaktadır. Ülkemizde 2021 raporlarına göre 8 milyon 245 bin 124 yaşlı (65 yaş ve üzerinde birey) yaşamaktadır. Bu, toplumumuzun %9,7’sini temsil etmektedir. Bu oranın 2040 yılında %16,3 ve 2080 yılında %25,6 olması beklenmektedir. Dünya üzerinde de benzer bir yaşlanma sürecinin olmasının bir sonucu olarak 1999 yılını Dünya Sağlık Örgütü ‘Uluslararası Yaşlılar Yılı’ ilan etmiş ve tüm ülkelerin, sağlık ve sosyal sistemlerinin bu demografik değişime hazır olacak şekilde düzenlenmesini önermiştir.

Ülkemizde de 2019 yılı ‘Yaşlılar Yılı’ ilan edilmiş ve yaşlı refahına ve yaşlılara yönelik politikalara yön vermek amacıyla ilk Yaşlılık Şûrası düzenlenmiştir. Ana temalar da ‘Aktif yaşlanmanın desteklenmesi’ ve ‘Yaşlı haklarının güçlendirilmesi’ olarak belirlenmiştir.

Toynbee’ye atfedilen bir söz olan “Toplumun kalitesi ve dayanıklılığı yaşlı vatandaşlarına gösterilen özen ve saygı ile ölçülür” aslında toplum olarak benimsememiz gereken yaklaşım tarzını açıkça ifade etmektedir. Şanslıyız ki toplum olarak yaşlılara saygı göstermek ve özenle yaklaşmak kültürel kodlarımızda hali hazırda var. Yaşlılığı geçmişin muhasebesinin yapıldığı, tecrübe ve birikimlerin yeni kuşaklara aktarıldığı bereketli bir dönem olarak tanımlıyoruz. Zira hayatın birçok yönü, hızlı bir şekilde öğrenilemeyecek kadar karmaşık ve inceliklidir ve burada yaşlı büyüklerimizin bize aktardıkları önem arz etmektedir. Hemen her toplumda yaşlıların bilgelikle ilişkisine inanılmaktadır.

Ingmar Bergman’ın “Yaşlanmak, bir dağa tırmanmaya benzer. Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş açınız genişler” sözü de bu anlamda manidardır. Yaşlılarımızın yorgunluklarını azaltmak, nefeslerine nefes katmak ve görüş açılarından faydalanmak gerekiyor. Bu vizyonla hareket etmek iki taraf için de kazanım halidir.